DAR KAPI (Andre GİDE)

Trajik bir aşk hikayesi
Jerome ve Alissanın erdeme giden yolda farklı bakış açılarına sahip olmaları onları ne gibi zorluklarla karşı karşıya getiriyor? 
Yolda sevdiğiyle ilerlemek isteyen Jerome; inançları yüzünden Jerome’den uzaklaşıp yola tek başına devam etmek isteyen Alissa
Erdem, değerler, aşk, Tanrı sevgisi
Farklı düşünceler, farklı bakış açıları
Andre Gide: Dar Kapı

“Gerçi Alissa’nın büyük üzüntüsünün nedenini tam anlamıyla kavrayamıyordum; ama bu üzüntünün, bu çarpıntılı küçücük yürek, hıçkırıklarla sarsılan bu zayıf beden için pek çetin olduğunu adamakıllı hissediyordum.”

                 * * * * *

“Rahip önce ayetin tümünü okudu: Dar kapıdan girmeye çabalayınız, çünkü geniş kapıyla geniş yol insanları mahva götürür ve buralardan geçenler çoktur; ama hayata götüren kapı dar, yol sıkışıktır. Ve bunları bulanlar azdır. Sonra, konuyu bölümlere ayırarak ilkin geniş yoldan söz etti…”

                                               * * * * *

“Bu çocuk düşlerim insanı güldürüyorsa ne çıkar. Hiç değiştirmeden tekrarlıyorum onları. Belki biraz karışık görünüyorlarsa, karışıklık sözcüklerde ve bir duyguyu tam açıklığına kavuşturmak için gerekli olan imgelerin yetersizliğindedir sadece.”

                                               * * * * *

“Başkalarının kendini koyvermesi ne kadar doğalsa, benim için de kendini tutmak o kadar doğaldı ve boyun eğmek zorunda bırakıldığım bu sertlik beni yıldırmak şöyle dursun hoşuma bile gidiyordu.”

                                               * * * * *

“Sonra hiç de iyi bir gözlemci değilimdir; beni ilgilendirmeyen şeylerin üzerinde duracak vaktim yok benim.”

                                               * * * * *

“Ev işlerinde Alissa’ya yardım etmek bahanesiyle, son derece sessiz olan bu yuvayı sürekli bir gürültüye boğuyordu. Hoşumuza gitmek ve kendi deyimiyle «işleri kolaylaştırmak» için gösterdiği çaba o derece yoğundu ki, çoğu kez Alissa’yla ben onun karşısında sıkılıyor, büsbütün dilimiz tutuluyordu. Bizi çok soğuk buluyordu şüphesiz…”

                                               * * * * *

“İnsanları, yaşamlarının yalnız bir anına göre yargılamaktan sakınalım. Zavallı kardeşimde hoşunuza gitmeyen her şey birtakım olayların ürünüdür ve ben bu olayları çok iyi bildiğimden onu sizin yaptığınız gibi sert bir dille eleştirmiyorum.”

                                               * * * * *

“En sevdiğim kitapları o da okusun diye, notlarla dolduruyor böylece benim ilgi duyduğum konulara onun da duyabileceğini düşünerek dikkatini çekiyordum. Mektupları beni kaygılandırmaktan geri kalmıyordu.”


                                               * * * * *

“Çok yalın bir biçimde ve ikimizin yaşamını böylece ayıran bu sözlerin yüreğimi parçalayabileceklerinden hiç kuşkulanmıyormuş gibi görünerek konuşuyordu. Başım ateşler içindeydi; daha konuşmalı ve ağlamalıydım. Belki gözyaşlarım yenebilirdi onu; gelgelelim, tek sözcük söylemeden, dirseklerim şömineye dayalı, alnım avuçlarımda, öylece duruyordum. O, sakin sakin çiçeklerini düzenlemeye devam ederek acımı hiç görmüyor ya da görmezden geliyordu.”

                                               * * * * *

“O ağır «Düşünceler» kitabını tekrar elime aldım, Mll de Roannez’e mektuplar bölümü kendiliğinden açıldı:
«İnsan kendini sürükleyeni isteyerek izlediği vakit bağını hissetmez; ama, direnmeye, uzaklaşarak yürümeye başladığı vakit çok acı çeker.»”
                                          ▬    ▬      ▬


Bu Haftaki Tercihleriniz

kitap performans ödevi

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

GÖRÜNMEZ KENTLER (Italo CALVİNO)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

ELA GÖZLÜ PARS CELİLE (Osman BALCIGİL)