MUHTEŞEM TASARIM (Taşkın TUNA)

Sözün bittiği yer. İlimle başlayıp aşkla devam eden bir kavrayış. Taşkın Tuna’dan “Muhteşem Tasarım

Ol Dedi Oldu’nun 1. ve 2. ciltlerinden sonra, bu kez evren dokusunun canlılık için ‘olmazsa olmaz’ kabul edilen duyarlı fiziksel sabitler ve yasalarla nasıl dantel misali ahenkle örüldüğü gerçeğini bu çalışmamızda ele almak istedik.”


                                               * * * * *

“Kozmoloji, evren bilimi demektir. Zaten ‘kozmos’ aslında düzen demektir, ahenk demektir, mükemmellik, matematiksel bir estetik ve kapsayıcı bir bütünlük demektir. Kozmosun aksi ise ‘kaos’tur; yani kargaşa, karmaşa, tesadüf, şans, tombala.”

                                               * * * * *

“ ‘Yaratılış’ sözcüğünü sevmeyen, benimsemeyen, kullanmayan veya kullanmaktan çekinenler vardır.
Biz rahat rahat bu sözcüğü kullanıyoruz. Çünkü artık bugün, evrenimizin ta ezelden, yani başı belli olmayan bir zamandan beri hep var olduğu görüşü iflas etmiş; onun yerine kalpleri ferahlatan, bilimin ışığındaki kuvvetli kanıtlarla yaratılış kelimesini kitaplarında, makalelerinde ve konferanslarında kullanan fizikçiler vardır.”

                                               * * * * *

“Evrenin 14 milyar yıldan beri genişlemekte olduğu kesin kanıtlarla anlaşılmıştır. Böylece evrenimiz sonsuz değil sınırlıdır. Atomlardan yıldızlara kadar canlı cansız tüm varlıkların 14 milyar yıldan beri var oldukları ve yeni hiçbir elementin yaratılmadığı, insanda hayranlık uyandıran mükemmel bir dolanımla zamanda ve mekânda yer değiştirdiği sonucuna ulaşılır.”



                                               * * * * *

“Nur, Rahmet demektir, feyz demektir, bereket demektir, ahenk demektir. Mükemmellik demektir, güzellik demektir, doğruluk demektir, hayır demektir. O halde Nur, akla gelen gelmeyen her ne var ise, sahip olduğu geniş çerçevenin içini doldurabilecek ölçüde bir geniş kabiliyet ve kapasiteye verilen isimdir.”

                                               * * * * *

“Hikâye gibi, masal gibi, destan gibi, efsane gibi olaylar zincirinin her halkası ayrı bir mucizedir. Bu nasıl bir mükemmel bir tasarım ve nasıl şaheser bir süreçtir ki,  her nesnenin nerede, nasıl ve hangi şekil ve şartlarda olması ve oluşması isteniyorsa o olmaktadır. Şu koskoca evrende kaos yaratacak tesadüflere asla müsaade edilmeyecektir. Her şey hesaplı, her hareket ve bağlantı planlı; her hız ve zaman ayarlıdır.”

                                               * * * * *

“Hakikati konuşmak için en az iki kişinin gerekli olduğunu söylerler. Biri ‘doğru’ konuşan, öbürü de ‘doğru’ anlayan!”

                                               * * * * *

“Yetişkin bir insan vücudunda 100 trilyon hücre var. Her hücre içinde de milyonlarca atom mevcut. Bunların, sinir hücreleri, kan hücreleri, böbrek ve beyin hücreleri gibi işlevleri var. Şurası ilginç bir gerçek ki, her hücrenin DNA’sı (Deoksiribonükleik asit) aynıdır. Hücre aynı yapıda ama fonksiyonel olarak çalışması farklıdır. Durup dinlenmeden, bıkmadan usanmadan ve yorulmadan çalışan bu hücreler hakkında çok şey biliyormuş gibi bilgiç bilgiç konuşarak laf ebeliği yapmaktan başka bir şey yapamıyoruz.”

                                * * * * *

“Türkçemizde evren, cihan, kainat veya alem dediğimiz kavram, yabancı dillerde ‘universe’ olarak karşılığını buluyor. Bu konuda dil uzmanları universe’in ‘unity’, yani teklik, birleşiklik ve bütünlük anlamına geldiğini belirtiyorlar.”

                                               * * * * *

“Salvador Dali’nin (1904-1989) cep saatlerinin ‘eridiği’ni anlatan bu ünlü tablosu, zamanın ‘katı’ tanımlamasına bir tepki olarak değerlendiriliyor. Eğrilmiş bükülmüş saatlerde ‘şimdi’nin lafı mı olur? Saatime bakıp, ‘şimdi saat 10, iki saat sonra 12 olacak’ dediğim zaman gerçekte ‘şimdi’yi fiziksel olarak tarif edebildim mi? Hayır!”

görsel: salvador dali

                                               * * * * *

“Bu gerçeğe göre, güneşimiz bir kozmik felakete uğrayıp ‘şimdi’ sönse, biz güneşi daha 8 dakika boyunca görmeye devam edeceğiz demektir. Çünkü aradaki mesafe o kadar büyük ki, evrendeki en hızlı olan ışık bile bu uzaklığı ancak 8 dakikada alabiliyor.”

                                               * * * * *

“Evrendeki yasaların niçin böyle mükemmel bir tasarımla ortaya çıktığının tek ama tek bir izahı vardır. Onu da Stephen Hawking şöyle belirtiyor:
‘Evren niçin gözlemlediğimiz gibi? sorusunun cevabı çok basittir. Eğer başka türlü olsaydı, biz burada olmazdık!’ (A Brief History of Time, s.125)”

                                               * * * * *

“Big Bang’de tüm evren sahnesinde olacak olanlar nasıl bir kodla o minicik, o minnacık kum tanesinden de küçük nokta içine yazılmıştı?”

                                               * * * * *

“Yine ABD’den bir fizikçi, Freeman Dyson bu konuda şunları aktarıyor:
‘Genel olarak evrene ve fizikle astronomik değerlerin dengesine baktığımda, evrenin bizim geleceğimizi bilerek bir hazırlık içinde olduğunu anlıyorum.’


                                               * * * * *

“Bulutlara neden bu kadar çok suyu yeryüzüne boşaltıyorsun diye de sorulmaz. Çünkü onların görevi toprağı sulamak, ormanları beslemek ve okyanuslardan aldığı suları yeryüzüne tekrar iade etmektir.
Dere yataklarına çürük çarık binalar yapılmışsa, hayvanlar güvensiz barınaklara yerleştirilmişse, olanların sorumlusu herhalde bulutlar olmasa gerektir.”

                                               * * * * *

“Normal şekilde çalışan bir kalp, saatte 343 litre, günde 8000 litreden fazla, yılda ise 3 milyon litre taze kanı hücrelere pompalamak suretiyle hücreleri besleyecektir.”

                                               * * * * *

“Tohumun hakikati ağaç, ağacın hakikati çiçek ve meyvedir. Meyvenin hakikati de onun çekirdeğidir.
Peki, insanın hakikati nedir?
İnsanın hakikati onun ruhudur!
Mevlana’nın dediği gibi: ‘Sen sudan ibaretsin fakat kendini testi sanıyorsun.’

                                               * * * * *

“ ‘İlim açık bir soru, aşk gizli bir cevaptır.’ Muhammed İkbal (1877-1938)”
                                          ▬    ▬      ▬
İlginizi çekebilir:
1.Yerkürenin En Güzel Tarihi
2.Kuantum Benlik - Danah Zohar

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ

ADSIZ ÜLKE (Alain-FOURNİER)

ELA GÖZLÜ PARS CELİLE (Osman BALCIGİL)